Sunday, April 02, 2006

ALIŞMAK...

11.05.2005
küçük parlak taş denizin derinliklerine doğru ilerliyor. Dibe indikçe iniyor. Deniz o kadar derin ki, artık küçük parlak taşın parlaklığı görünmüyor bile. Belki yoruluyor, ondan sönüyor üstündeki yıldızlar…artık sadece küçük taş onun ismi, parlaklığı kalmıyor çünkü, gittikçe dibe batıyor. Bir şeyler söylüyor, denizin dibinden duyulmuyor. Sadece küçücük , önemsiz görünen sesler çıkıyor. İnsanlar dönüp bakıyor,hiçbir şey göremeyince çeviriyorlar kafalarını. İşte bu noktada küçük taş yoruluyor ve kabulleniyor artık küçük parlak taş değil de sadece küçük taş olduğunu. Halbuki eskiden ne çok inanırdı parlaklığına. Bunun için yaşadığını sanırdı. Ama insanlar-pardon taşlar- her şeye alışıyor. En kötüsü de bu değil mi zaten? Alışmak…

1 comment:

Özgür Ulutaş said...

hayır, esas güzeli alışmak, kötüye alışmak... Bebekkken her şey pembedir ve büyümüş insan sıkılgan. Eğer her şey pembe kalsa sonradan hiç bi renk güzel gelmez. Ama ışığın sönerse en küçük şey sana ışık veren güzel gelir. Alışmaya devam et çünkü o zaman hakikaten güzel ne anlayacaksın... :)