Friday, June 16, 2006

ağlamayı seviyorum.sanki tüm kötülüğü akıtıyorum gözyaşlarımla ve yeniden güzel bakıyor gözlerim, yeniden parlıyorlar.yanaklarımdan yaşlar süzülüyor, ıslatıyor yanaklarımı ve ağzıma geliyor tuzlu tadı...rahatlıyorum yavaş yavaş, kendimi bırakıyorum ve ağlayarak uykuya dalıyorum pikenin altında.rüyalar görüyorum, oyunumun kahramanı olduğum rüyalar... genelde yanlız oluyorum geniş kocaman yemyeşil bir yerde.denize doğru koşuyorum, sürekli gülüyorum daha doğrusu yüzümde gülümseyen bir ifade...deniz kıyısına geliyorum oturuyorum kumlara, kumlar sıcak, insanın içini ısıtıyor.ellerimi kumlarda dolaştırıyorum, tırnaklarımın içine kumlar giriyor,rahatsız olmuyorum.ve bir yandan yanağımdan hala yaşlar dökülüyor.ama onlar aktıkça ben rahatlıyorum, denizin dalgası durulmaya başlıyor.ve kendimi hazır hissettiğimde ayağa kalkıyorum,uçsuz bucaksız denize bakıyorum ve yavaş yavaş denize doğru yürümeye başlıyorum.su ılık, rahat rahat ilerleyebiliyorum suyun içinde.ve tam belime geldiği an şöyle bi duruyorum;evet hazırım diyorum ve suya dalıyorum.dipte gidebildiğim kadar gidiyorum....ve sonra uyanıyorum=)taze ve herşeyi unutmuş bir biçimde.hala bu kadar çabuk ve kolay rahatlama yöntemlerim var ve umarım hayatım boyunca aşılmaz sıkıntılar olmaz, umarım birşeyler nasırlaşmaz ve benim dünyaya bu bakışımı silip daha karanlık bir pencere açmaz bana hayat.hayatımın çoğu alanında şanslıyım ama fırsatım olup da yaratamadığım şanslar var hayatımda. işte beni tek yoran, sıkan şey bu. ve kendim bunları kontrol etmeyi öğrenmeliyim. artık bazı şeyleri başarabilmeyi öğrenmeliyim. çünkü farkındayım ki "ya yapamazsam"ı aklımdan geçirmediğim sürece herşey yolunda gidiyor ve sözüme sadık kalıyorum, tabi işin içinde bir tek ben varsam. eğer başkaları varsa işte o zaman tavsiyem şu:çok üzücü ama inanmamak. çünkü herkes ben değil.artık bunu biliyorum.ve yapamayacakları şeylere de yapabilirim diyor insanlar.yapamayınca da napalım olmadı deyip geçebiliyorlar.bense buna tahammül edemiyorum.açığım, yapamayacağım bir şeyse hallederiz demem. hatta %95 değilse yapabilitem ona bile yaparız demem.reklam yapmıyorum kısacası bu yüzden belki de insanlar beni yüzeysel buluyor.olsun varsın be...anlaşılırım bir gün elbet...anladıklarım anlar beni,ben eminim%96=))

2 comments:

Özgür Ulutaş said...

bazen o kadar çok ağlarsın ki herşey kabus gibi olur, başın ağrıyana kadar ağlamaktan bahsediyorum, ama kısa bir süre sonra susyorsan, içten sadece sıkıntıların çıktığı bir ağlamaysa o zaman sadece rahatlıyorsun. Başın ağrıyana kadar ağlayınca da rahatlıyorsun ama o rahatlama hemen gelmiyo ne yazıkki.... Filan falan, sonuçta ben zorlamadan ağlayamıyorum, erkek olmaktan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama kadınları duygusal olarak daha güçlü yapan şey belki de ağlama kapasitelerinin fazla olması...

Anonymous said...

eskiden ağlamayı çok severdim, hoş şimdi de severim de...ama gün geçtikçe ağlama yön değiştirdi boyut değiştirdi ve ağlarken gözlerinde üzüntü beliren nehir kayboldu, ağlarken aynaya baktığında gözlerinde nefret gördü bazen. işte o zaman ağlarken aynaya bakmaktan vazgeçti.sessizce örtünün altına girdi ve başı çatlayana kadar olsa bile zevk aldı hep ağlamaktan