Friday, July 21, 2006

açıl susam açııl

kapılar açılıyor sanki.duvarlar kalkıyor.işçiler grevde.duvar örmeyi bıraktı.bünye şaşkın.ne yapacağını bilemez halde oradan oraya koşuşturuyor.hiçbir şey olmasa da insanın neşesi yerine geliyor.aklına birini koyabilmek güzel şey.kaptırmadan,sadece çerçeveye oturtmak...rüya görüp uyandığında kimdi o diye 2 saat düşünmektense, hiçbirşey olmasın ama o çerçeve boş olmasın.o çerçevenin dolu olması bazen mutlu ediyor beni anladımm.bundan sonra hep dolduracağım.duvarlar yok artık , korumak yok!!"benmişim kendimden bir korkak yaratmışım,kendimi korurken en çok ben ürkütmüşüm" ama bunu ben değil de Nev farkına varmış=)mutluyum yani.ama işte hay aksi şeytan ki mutlu olduğumda pek güzel yazılar çıkmıyor.özür dilerim ozzyciim=(öptüm seni çoook

Tuesday, July 18, 2006

çok güzel bir tatildi.ilklerin tatiliydi.güzeldi hoştu.tadı damağımda kaldı.=((

Friday, July 07, 2006

yine gece ve ben yine yazıyorum.neden geceleri yazıyorum??halbuki gündüzleri bazen o kadar güzel cümleler geçiyor ki aklımdan...elimde kağıt kalem olsa hani, dünyanın en güzel cümleleri olacaklar.bazen sokakta yürüyorum kendi kendime, arkaya bir fon müziği koyuyorum ve etrafımda gördüklerim sanki bir romanmışçasına beynimde akıyor. bu çok hoşuma gidiyor.ama yazamıyorum o an onları.sadece gece yazabiliyorum çünkü sadece gece yanlızım.her zaman zaten "gerçekten garip" görünmekten korktum mu ben?bu aralar bunu soruyorum kendime.her zaman ilginç görünmeyi sevdim.ama her zaman istediklerimi yapamadım.çekindim hep.hatta günden güne daha çok sıradanlaşıyorum, bıkkınlaşıyorum.acaba biz de mi bir gün kırmızı ışıkta korna çalan manyaklardan olacağız?veya yavaş yavaş olmaya başladık mı...otomatiğe almadan gitmiyor mu acaba hayat. ya da gidiyor da herşey otomatikte daha mı kolay?...teknoloji hayata girdiğinden beri obezite arttı ya, acaba otomatiğe aldığımızdan duygularımız da mı obezleşti?onlar da mı yağ bağladı?kırılınca yağ bağladığı için duygularımız eskisi kadar acımıyor mu artık???acaba obez, düşse acımaz duygularla yaşamayı sadece benimsedik mi, yoksa hoşumuza da gidiyor mu bu?buraya nereden geldik yine...ben duygulardan bahsetmeyecektim ki, sadece biraz saçmalamak, birkaç betimleme yapmak istemiştim. Ayvalığa gideceğim yarın, o yüzden blog um beni özlemesin, beni unutmasın diye 2- 3 bişey yazayım demiştim.artık okumadan yarıda kesmeniz de umrumda değil, "saçmalıycam"...gerçi öyle yaptığınızı da sanmıyorum sıkıcı yazmıyorum çünkü-megalomanımdır da-başka nelerden bahsetmek istiyorum ben? bi düşüneyim...kavuşamayanlara üzülüyorum. platonik gibi değil bu.çok farklı, çok daha acı.birşeyler olup bitmiş, ama hala geçmişle yaşıyorsun.acaba herkes birinin geçmişi olarak mı yaşayacak?herkes başkasını kafasına takıp yanlız mı kalacak bir gün?hehehe işte o zaman platoniklerin dünyası olacak bu dünya. çünkü onlar kafalarındaki yıkılmamış hayalleriyle, dizleri çürümemiş duygularıyla yaşayacaklar.işte o zaman herşey sanal olacak. o zaman ilişkiler de olmayacak=)belki 2 kişi birbirinin hayalini kuracak ama hiçbir zaman birleşmeyecek. çünkü birleşince birbirlerini yıpratacaklarını bilecekler.o yüzden "bırak hayalimdeki gibi kal,böyle çok güzelsin" diyecekler belki birbirlerine.öyle işte.bunları düşünüyorum arkadan kafamda fon müziği koyuyorum ama çıkarıp defterimi bunları yazmaya utanıyorum "ne yazıyorsun okuyabilir miyim?" derler diye=)yani kötü olduğundan çekindiğim falan da yok.düşünüyorum işte abuk sabuk bazen saçmalıyorum.ama hiç değilse otomatikte değilim.bundan gurur duyuyorum. ama kafam sürekli benle ilgili veya ilgisiz bir yığın şeyle dolu.anlatmaya kalksam ben bile sıkılırım.ama paso birşeyler geçiyor aklımdan.o yüzden bazen konuşurken abuk sabuk şeyler çıkıyor ağzımdan.hala bazı şeylerin ismini düzgün söyleyemiyorum=)19 yaşındayım ya!!emniyet kemerine ehliyet kemeri deyip duruyorum!!!hahahah.bu gün de el frenine el feneri dedim=)))işte böyle.saf deyip duruyorlar aile içinde=)saf yapacaklar beni.ama zeki bir saflık var hehehhe.ohoo iyice koptum ben.yazayım yazmışken.okuyan okur bana ne.belki de publishe basmadan kopyalar yapıştırır kendime saklarım.ohh öyle yapçakmış gibi yazayım ben de bütün kirli çamaşırlarımı görün!!(yok kiii)bütün saçmalıklarımı demek istemiştim=)Özgür geldi nete. saat 3.30 adam yeni nete giriyo.işte diyorum kuralın olduğu yerde özgür yok diye!!yine haklıyım=)sınırları yok, kuralları yok, karışanı yok, karıştırmıyor adam çünkü.ben böyleyim, yerse diyor.doğru mu yapıyor? doğrudur heralde ne de olsa abimiz=)idolüm benim o.eheheh.baştan okumadan publish e basıyorum çünkü çok saçmaladım her an silebilirim

Monday, July 03, 2006

when a blind man cries-deep purple

If you're leaving close the door.
I'm not expecting people anymore.
Hear me grieving, I'm lying on the floor.
Whether I'm drunk or dead I really ain't too sure.
I'm a blind man, I'm a blind man and my world is pale.
When a blind man cries, Lord, you know there ain't no sadder tale.
Had a friend once in a room,
had a good time but it ended much too soon.
In a cold month in that room
we found a reason for the things we had to do.
I'm a blind man, I'm a blind man, now my room is cold.
When a blind man cries, Lord, you know he feels it from his soul.