Tuesday, October 24, 2006

mor koltuğumun hayalleri-izmirin hayal kurma sahası kıtlığı=)

yine aylardan ekim.yaz geçmiş gitmiş.kış kapıya dayanmış.ceketleri çekmişiz, battaniyeyi dizlerimize koymuşuz,daktilonun başında…-hoop noluyo benim hiç daktilom olmadı kineyse.yine kendime geliyorum.laptopumun başındayım.napalım bununla da idare edebilirim.ama en yakın zamanda bi daktilo almalı.almalı ki 7 mahalleyi uyutmasın.zaten aile halkı bu gece oturmalarımdan işkillenmekte, bi de daktilonun taktuklarıyla beraber beni evden atarlar heralde.neyse ben ana mevzuya döneceğim…

aylardan ekim demiştik, yaz geçmişti, kış gelmiş, yapraklar dökülmüş, ben hala koltuğumdayım.hayallerimi yatırmışım kucağıma onlara ninniler söylüyorum.o kadar yüklü ki kucağım hayallerle, kalkamıyorum ayağa.öyle bir senaryoyla gönderilmişim ki buraya, ne yapsam o hayaller hep kucağımda, hep kendilerini büyütüp duruyorlar.gerçekleşmesine ramak kaldığı için ardı arkası kesilmeyen umutlarımın hayalleri…mor koltuğumun hayalleri…gözlerimi kapatıyorum yine, yine gülümsetiyorlar beni.sonra dınzzz açıyorum gözlerimi.biri gülümsediğimi gördü mü acaba diye bi kolaçan ediyorum etrafı her seferinde.sanki öğrenseler, hayalim eskiyecek…ben de öyle bir çocuğum işte.oyuncaklarım göz kapaklarımda, onlar kapandığında mutluyum, huzurluyum,heyecanlıyım…herkesinki kadar ironik olan hayatım bana bunu sağlıyor.iyi mii kötü müü hala çözemedim. Her şeyin olayazmasından bıktım mı?yoo bıkmadım aslında ama ya bir şey de oluverseydi fena olmazdı haniama işte bu benim hayatım.bu da benim ironim.benim ironim olayazmalar üzerine kurulduysa, elden bir şey gelmez artık di mi?kazancına bakmak lazım bazen de.mor koltuğum rahat,hayallerim uçuyor gözlerimin önünde, gülümsüyorum, gözlerim küçülerek kayboluyor ve işte böyle bi nehirde akıp gidiyorum.bazen kayboluyorum,taşa çarpıyorum, bi durup bakıyorum ve yola devam.tam gaz hayallerle, tam gaz ileri.sonbahar yaprakları yok ama izmirde, şöyle yapraklar arasında güzel bi hayal kuralım…napalım.memleketimizin kuruyan yaprağı, yağan karı yoksa bizim suçumuz mu?bizim de yağmurlarımız var, altında dolaştığımız, toprak kokusunu içimize çektiğimiz yağmurlarımız.

No comments: