Sunday, November 12, 2006

normal mi sence?

benimki teoride basitlik değil,ya da pratikte basitlik.dediğim şey anlamda basitlik.belki insani olarak çok zor şeyler.misal;çalışmak, para kazanmak, doğmak, ölmek, hasta olmak, sağlığını korumak vesaire.belki insanlar için pratikte zor şeyler bunlar.ama şöyle bir durup düşündüğünde, bu dünya bunun için mi var?doğmak, para kazanmak adına idealler denizi yaratmak, sonra sermayen yoksa-hem manevi hem maddi yönden- bu ideler denizinde boğulmak, veya güçlü olup kariyer yapmak, evlenmek çocuk doğurmak ve yine idealler denizine çocuklar salmak…bu mudur yani yaşamamızın amacı. Bunun için mi atmışlar bizi bu çukura da bu yüzden mi uğraşıyoruz sonrasını bilmediğimiz bir şey için??yani inançla bağdaştırmamak lazım bunu aslında.dinsizlik veya ona benzer bir şey değil benim söylediğim şey. Yani piyon muyuz, ya da kobay mıyız? Veya başkalarının hayatlarını tamamlayan figüranlar mıyız?ve hatırlamadığımız bir karede bile olsa bize sordular mı piyon olmak istiyor musun diye? Anlam da basitlikler bütünü.ihanet mesela.eğer hayat bu kadarsa, anlamı buysa ihanet de anlamda basitlerden biridir. Ve de madem ki her şey anlamda bu kadar basit, ihanet de bana koymaz açıkçası…zaten basitliğinden koyan binbir şey varken neden onlardan biri daha çok üzsün ki? Ne de olsa bunu yapan “ insan”. Anlamda basit, çelişkide komplike, pratikte zor.ama mekanizma aynı,anlam aynı…eğer değecek bir şey varsa bu hayatı yaşamaya, eğer burada biten bir oyunsa bu o da sevgidir.anlamda basit olmayan, çelişkiye düşürmeyen tek şey.tek gerçek.tek uğraşılması gereken.bu kadar basit insanlar topluluğu arasında belki karşılık bulamayacağın, ama bu basitlikler arasında bir yıldız gibi parlayacak olan tek şey sevgi.ancak böyle çare bulabiliyorum derdime. Eğer bu anlamda basitlik böylesine acınası bir şekilde kabullenilmişse, ve insanlar artık bazı şeyler hakkında bu kadar düşünmüyorsa, bu kadar bilinçsizce bazı şeyleri harcayıp sonra depresyon ilacına başlıyor ve neden diye bile sormuyorlarsa kendilerine, o zaman kocaman idealler denizimiz bile kurumuş, hayatımız sönmüş demektir.uğraştığımız şeyler yalan, sonuçlar kıyılar değil, çünkü denizimiz kurumuş, kıyılar ifadesiz, insanlar manasız, zaten nereye neden gittiklerini bilmiyorlar. Neyi niye yaptıklarını bile sormadan kendilerine, otomatiğe almışlar, hiçbir şeyi kurallarına göre oynamazken, bu hayatı aynen senaryodaki gibi oynuyorlar.sonra gelsin prozak mı yatıştırsın bizi, uyku mu koparsın bizi bu anlamsızlıktan, rüyalar mı, depresyonlar mı, aşklar mı?

2 comments:

Özgür Ulutaş said...

depresyon zaten anlamsızlığın bilincine varınca oluyo, tek kurtuluş yolu aşk ve benim başıma gelmiyo gelsin diye kasıyorum sevemiyorum bile bırak aşık olmayı, bekliyoruz bakalım, günün birinde mutlak olacak. Aşk için bütün çabalar...

mjqueen said...

evet anlamda basitlik lazım die göt yırtıp sonrada herşeyi bu kadar basite indirgemenin bize göre olmadığını söyleyen insanlardanız biz nehir...zaten ole olmasa ben sen,sen ben olup birbirimizi anlayamazdık.evet basitlik bende istiyorum ama sadece oyunlarda.neden bi çocuk masumluğuyla düşündüklerini söylemezde sürekli abuk oyunlar oynar insanlar?açıkça yüzyüze bişileri anlatmak bu kadar zormu cidden??sanmıyorum...