Tuesday, December 19, 2006

yolunda giden birşey yok.herşey gidiyo ama yollar karışmış, herkes birbirinin yoluna sapmış, karmakarışık saçmasapan işler, bir yerinden tutsan diğer tarafı kaçıyor. çıkmazın içinden nasıl çıkılır?=))bu soruyu sorduğunda daha çok tıkanıyorsun çünkü zaten sorunun kendisi yamuk..."çıkmaz"sa içinden de çıkılmaz=))soruları sen sorarsan yanıtlarını hazırlayıp sormuş olursun.çünkü herşeyi yönetmek isteyen sensin.soru soracak insanlar lazım insanlara.dürüstçe.ama bu insanları kazanmak yine insanların işi. gün geçtikçe sorular bireyselleşiyor, kendi kendine sorulan, cevapları hazır sorular oluveriyor.ve çıkmazların içinden TABİ Kİ çıkılamıyor.alın size soru o zaman.çıkmazın içinden nasıl çıkılır??ya da üretin cevaplayalım beraber.

alıntı


Nazım Hikmet / Her Özgürlügün İcinde Bir Tutsaklik Vardir!

“Ekteki resim 9 yaşında bir çocuk tarafından çizildi.

Bana getirip "bu resim sana neyi ifade ediyor?" dedi. (Üzerindeki yazıyı yazmamıştı henüz)

Bir şeyler söyledim, çocuğun bakış açısını düşünüp neler ifade etmek istediğini tahmin etmeye çalışarak...

Ama verdiği cevap beni çok şaşırttı. 9 yaşının çok üzerinde bir anlayışla bana şunları söyledi.. “:

" Kuşlardan biri özgür görünüyor, öteki de tutsak.
Ama aslında ikisi de tutsak.
Çünkü özgür olan uçarsa arkadaşı düşüp boğulacak!"

Saturday, December 16, 2006

5kasım 2006
kapılar kapalı, mühürlü.hatta kapı yok,kaynak yapılmış.katil kıstırmış seni köşeye,sıkışmışsın,beklemektesin.ruhunun ölümünü,ruhunun cinayetini.katil buralarda.belki karanlık ruhunun katili.belki aşk.belki de zekan.evet.zekan ruhunun katili. Her şeyi bir yere bağlamaya çalışan mantığın,sebep sonuç kuralına takılmış o beynin ruhunun katili.karanlık sıkacak,zeka saracak,aşk yakacak,ruh kaçacak,kaybolacak,uçacak,buharlaşacak.belki bir gün yağmurda damlar gözyaşına.belki geri döner,yine sarar bedenini.sonra o yağmurda birini görürsün,ruh heyecanından sarar belki tekrar.sonra karanlık sıkar,zeka sarar,aşk yakar ve pufff…ama bulutlar hep var.yağmur hep yağar,gözyaşı hep düşer,ruh içinden kayar gider,sonra yine gelir gözyaşından kalbine akar,yine sarar seni,yine heyecan katar,yine acıtır.

mady said...

yüzünü dökme küçük kız
bırak üzülmeyi
yalnız sen misin bir düşün
unutan sevilmeyi

her siyahın bir beyazı
gecelerin gündüzü de vardır

yüzünü dökme küçük kız
kızma onlara
yalnız sen misin bir düşün
zincir oranda buranda
her tutsağın bir kaçışı
uykunun uyanışı da vardır

yüzünü dökme küçük kız
yaşamın anlamını bul
sonra dinle kendini
yolunu bil

her siyahın bir beyazı
gecelerin gündüzü de vardır

Bülent Ortaçgil

Wednesday, December 13, 2006

fon müziği:life is what you make it/zinoba

11eylül2006
küçük kız otogardaydı yine evine doğru yola koyulmak için...bavullarını muavine verdi, hemen otobüse bindi.sanki o an binmese o otobüse, bir daha hiç binemeyecekti.ama biliyordu ki, sadece hayallerdi güzel olan.insanlar her zaman hayalleri bozardı.küçük kızın elleri o kadar küçüktü ki, engelleyemezdi insanların hayallerini buruşturmasını. işte bu yüzden erkenden bindi o otobüse.Gözlerini kapattı ve beynindeki filmi tekrar tekrar sarıp izledi.bu sefer başrolünde olduğu o gerçek filmi izledi,izledi,izledi...zaman geçti, küçük kız denizleri geçti, şehirleri geçti ve yine geldi çöplüğüne."dınnz" diye bir sesle film durdu, kız ayağa kalktı, otobüsten indi ve bavullarını aldı.gerçeğini ardında bıraktı; yoluna koyuldu.yapılacak çok rolü vardı.insanların oyunlarında figüranlara ihtiyaçları vardı.insanların hayatlarını tamamlamaya hazırdı yine...ama yanlız kaldığı o bir an yine beyninde gerçeğini sardı,sardı izledi hep.


not:tabi bu gerçekliğin toplamı ütopya.ama insan kısa bir süre de olsa inanmak istiyor böyle bir gerçekliğin olabileceğine...

Monday, December 11, 2006

bir kaplumbağam olsun istiyorum(vosvos) rengi önemli değil.eski olsun teklesin.yani arabam gibi olmasın,kaprisli olsun biraz.dostum gibi olsun. Alayım kaplumbağamı, düşeyim yollara tek başıma.ama çevre yolundan gitmek lazım:Dbomboş olsun yol.hehe çok basamam kaplumbaacımla ama olsun.insan istemiyorum. Eskifoça’ya gideyim bari:D yine huzur dolayım bi. foçam benim!!!hayallerimin mekanı,hayallerimin olmazsa olmazı…park edeyim vosvosumu, sonra deniz kenarında bir kahvaltı, yanımda getirdiğim termostan bir bardak çay,sonra kulağımda walkman im denizi izleyeyim, defterimi çıkarıp bir şeyler yazarım belki. Sonra orada bir arkadaşa rastlamak da lazım.uzun zamandır görmediğim, çok sevdiğim biri olsun.onunla oturalım birer bira içelim sohbet edelim, eskilerden bahsedelim. veya yeni biri de olabilir.oraya aynı beklentilerle gelmiş biri:D sonra yine yeni birini tanımanın heyecanı kaplasın içimi, tanıştığıma memnun oldum dedikten sonra eve gitmek için vosvosuma koşarken antikacıya gireyim, güzel bir daktilo var orada, benim için bekliyor.hemen daktilomu kapıp evime dönerken aklımda bir hikaye…o kadar oturmuş ki kafama acilen yazmam lazım, neredeyse kenara çekip başlayacağım orada yazmaya!ama yine sorumluluklarım var,hayallerde bile peşimi bırakmayan:Dyani hayalim biraz gerçekçi olsun ki imkansız görünmesin gözüme di mi ama:Dneyse sorumluluklarım diyorduk.annemler merak eder arabayı kenara çekemiyorum yani:Dveya bir yerlere gidip daktilomun başına geçemiyorum, veya eve gidip direk odama giremiyorum merhaba ve günün özeti olmadan:Dneyse eve giriyorum muhabbet ediyorum falan sonra odama geçiyorum.daktilomu alıyorum, ve tüm cümlelerim gitmiş…yine gitmişler.kızamıyorum kimseye.yine kendime sinirleniyorum.hayallerim ve sorumluluklarım çatışıyor içimde.yapamadığım her şey için nedir bu kendime olan öfke?

Saturday, December 09, 2006

3kasım2006
Yollar biter, yıllar biter,sözler biter,gözler biter.biter işte.biter.biter,gider,çok uzaklara.kalbinde,en dipte bir yerde alır kafasını dizlerinin arasına,saklanır.sonbahar yapraklarına saklanır.yaz gelmeden de çıkmaz herhalde ortalara.beklemeyin artık.bitti yine.yok artık.gitti

anonymous'a...

çok güzel yazmışsın.sağol. yazmaya devam o zaman:)ama kimsin???

Saturday, December 02, 2006

bazen çok boş işler yapıyormuşum gibime geliyor.bu blog mesela...yani nedir bu?bi bilgi yok , insana kattığı birşeyler var mı?tartışılır.silesim geliyor, kıyamıyorum.neden kıyamıyosam?orası da meçhul. yani bu blog silinse insanların hayatından birşey eksilmiş olacak mı?hayır=)o yüzden yazasım gelmiyor. artık blog yok galiba:)yararlı birşeyler yayınlayacak seviyeye gelene kadar yok blog falan.belki canım çeker, elim gider yazarım.o zaman da sarhoştum hatırlamıyorum=))))