Tuesday, February 26, 2008

"...tamam güzeller güzeli mükemmel insan
seni seviyorum
hemde çok
vede gidiyorum…"

bir dost

Saturday, February 23, 2008

Kanatları ulaşamazdı gökyüzüne. Onlar da sınırlandırılmıştı vücudunun her parçası gibi. Ne kadar çırparsa çırpsın, gökyüzü hep uzakta kalıyordu. Beyazdan maviye geçişte bir ara renkte takılıp kalıyordu hep. Kanatlarından tüyler saçarak bir umutsuzluğa daha düşüyordu melek. Sınırlandırılmıştı. Kızamıyordu buna. Kızmak için yeteneği yoktu. Ve gökyüzüne ulaşmak için de… kanatlarını ne kadar çırparsa çırpsın, sınırları vardı. Kendi ellerinde yücelttiği fakat sınırlarına takılıp duran binlerce düş… aslında… çok da düşleyemezdi açıkçası. Sınırlandırılmıştı. Belki gökyüzünün mavisine ulaşmayı düşlerdi, ya da kızabilmeyi yapamadıklarına… hüzünlüydü melek. Keşke hayatını güzelleştirdiği insanlar kadar güzelleştirebilseydi kendi çehresini.
13 şubat 2007

Tuesday, February 12, 2008

Seven Years

Spinning, laughing, dancing to her favorite song
A little girl with nothing wrong
Is all alone
Eyes wide open
Always hoping for the sun
And she'll sing her song to anyone that comes along
Fragile as a leaf in autumn
Just fallin' to the ground
Without a sound
Crooked little smile on her face
Tells a tale of grace
That's all her own
Spinning, laughing, dancing to her favorite song
A little girl with nothing wrong
And she's all alone

Norah Jones

Sunday, February 10, 2008

TUHAFLIK

Ne tuhaf şey yaşamak
Ne tuhaf her tarafım
Titreye titreye titreye
Ne tuhaf ölüyorum
Tuhafiye dükkanıyım sanki
Tuhaf bir aşk kalmış içimde
Gözüm arkama tuhaf bakacak.

CAN YÜCEL

NEGOCU

Yalnızlık öylesine bir çizgidir
İki nokta arasında kestirme.
Kahveyle ev-
Ayakların seni yürür
Sen ayaklarını yürürsün
Bağrına bir sancı yapışır.
Düşersin yere, kaldırırlar
Bakarsın yüzlerine, İnsanlar!
Demek ki sen hala aşıksın!...

Kendime değil elbet...

CAN YÜCEL