Saturday, February 23, 2008

Kanatları ulaşamazdı gökyüzüne. Onlar da sınırlandırılmıştı vücudunun her parçası gibi. Ne kadar çırparsa çırpsın, gökyüzü hep uzakta kalıyordu. Beyazdan maviye geçişte bir ara renkte takılıp kalıyordu hep. Kanatlarından tüyler saçarak bir umutsuzluğa daha düşüyordu melek. Sınırlandırılmıştı. Kızamıyordu buna. Kızmak için yeteneği yoktu. Ve gökyüzüne ulaşmak için de… kanatlarını ne kadar çırparsa çırpsın, sınırları vardı. Kendi ellerinde yücelttiği fakat sınırlarına takılıp duran binlerce düş… aslında… çok da düşleyemezdi açıkçası. Sınırlandırılmıştı. Belki gökyüzünün mavisine ulaşmayı düşlerdi, ya da kızabilmeyi yapamadıklarına… hüzünlüydü melek. Keşke hayatını güzelleştirdiği insanlar kadar güzelleştirebilseydi kendi çehresini.
13 şubat 2007

No comments: