Tuesday, March 25, 2008

Sıfatların Sıfatsızlığı

Öyle bir gün işte...
Defalarca alışmaya çalışmak.
Daha önce de yaptığın gibi
Herkesin her zaman yaptığı gibi...
Alışmanın aşağılayıcı gücünün
Bir daha yüzüne çarptığı,
Gözlerini yakan sinirin
İğrenç bir gülümsemeyle kamufle edildiği bir gün.
Dolup taşan kibirinin
Tiz bir kahkahayla patladığı,
Sevilmeyen...
İstenmeyen...
Yüzsüz...
Öyle bir gün işte...

Friday, March 14, 2008

Yedi Yıl

İyelik eki yoksunluğunda serseri mayınlar gibi havada, hedefini şaşırmış... Senin benim veya onun değil. Kendisinin bile değil. Aynaya bakmış, yansımasını yadırgamış. Bir boşluk sarmış bedenini. Birkaç yüz tanıdık gelmiş, gitmiş ilişmiş bir köşeye.izlemeye koyulmuş. Az biraz gülmüş, az biraz konuşmuş, sonra susmuş kalmış. Yok olmuş. İyelik eki düşmüş. Boşluk daha da boş gelmiş birden. Aitlik daha da yabancı... ev(in)e doğru yola koyulmuş. Bomboş sokaklardan geçmiş. Gözler(in)in elasından akan hüznü bir an için can(ın)ı acıtmışsa da, o da bomboş yolda akıp gitmiş. O bile kendini ait hissedememiş... Zaten gitmese de kururmuş 1-2 dakikaya ama... gitmeseymiş... Ev(in) kapı(sı)na gelmiş. Kapıyı çalmış. Biri açmayınca paspası kaldırmış. Anahtarı almış altından, açmış kapıyı, girmiş içeri. Koridordan kafa(sın)ı uzatıp bakmış odalara teker teker. Yürümüş yürümüş, bomboş bir odanın önüne gelmiş. Oda(m) olsa gerek burası demiş, girmiş içeri. İlişmiş boşluğun kenarına usulca, rahat mı diye bakmak için. Tanıdık gelmiş boşluğun rahatlığı. Samimiymiş hiçbir şeyin samimi olmadığı kadar. Sırt(ın)ı yaslamış, kafa(sın)ı kaldırmış, karşıda bir ayna asılıymış. Boşluktan zıplayıp aynanın yanına gitmiş, bir hamlede dağıtmış aynayı. Artık kendine ait veya değil, bir ayna(sı) veya onda görünen bir yansıma(sı) yokmuş. El(in)den kanlar akmış, BOŞLUĞUNDA akmış kanlar oluk oluk... 7 yıl boyunca... Orada; kendisinin olan tek olguda; boşluğunda ona ait olmayan yansıma(sın)ı yok etmenin lanetini kendinin bilmiş. 7 yıl boşluğuna sarılmış. Kan(ı) akmış oluk oluk. Süzülmüş gitmiş ruh(un)dan bir kuş gibi...