Thursday, September 16, 2010

15.09.2010

Tam ortasındayız her şeyin. Tam varıyoruz ki hedefe bir yenisi başlıyor. Bu oyun hep aynı. değişmiyor.
Rüzgarda yakalamaya çalıştığın, uçuşan evrakların gibi.
Sürekli bir farklılık, sürekli bir aynılık, sürekli bir belirsizlik, sürekli bir tekinsizlik.
Ne yöne çekersen geliyor. Aynı zamanda ne yöne çeksen gelmiyor.
Bizden bir adım önde bir noktaya ulaşmaya çalışıyoruz, ama bizimle aynı hızda, hep bir adım önde, hep yakında, hep ulaşılmaz. Ne boşver, gitti diyebilirsin, ne unutabilirsin. Hep gözünün önünde ulaşılmayı bekleyen ama ulaşılmazı oynayan bir noktacık. Ta ki vazgeçene dek...
Anlamadığım bir anlam sıkıntısı içinde dolanıp duruyorum her dakika. Bir şeyi yapmaya yelteniyorum, o şeyle yüzleştiğimde de onu gerçekten isteyip istemediğimi düşünüyorum.Sanki gerçekten istemiyorum. Gerçekten istemek de anlamını yitiriyor bir süre sonunda.

No comments: