Sunday, December 26, 2010

En son baktığın yerde bulacaksın kesin. En son baktığın yer, bulduğun yerdir, ama nedensiz ki en son bakacağın yer değil. Aramaya devam edeceksin bulduğun halde, saçma.

Wednesday, December 22, 2010

bugün yine anlamsızlaştı birden her şey. Baktım etrafıma yine gözlerim dolu dolu. hava bulutlu. ışığı açmadım, oturdum loş odada. evet bir oda vardı, ben içindeydim, nerden çıktı bu oda şimdi? oda benimmiş, koltuk benimmiş. ekran benimmiş. her yerde açtığım hesaplar, her yerde şifreler. ekran benden daha çok sahiplenmiş.
çay yaptım, içine çay koymayı unuttum bugün. kafamda bir duman, göz gözü görmüyor. yadırgadım yine her şeyi bugün.
adım nehirmiş, yaşım 23 olmuş. öyle dediler.

Tuesday, December 21, 2010

olay, kaş, göz, burun, el ,kol değil. olay, elin, kolun, kaşın gözün, burnun... hepsi o kadar yerinden emin ki, ne eksik ne fazla. hepsi hüznünün parçaları. hepsi şapşal, hepsi dünyayı yadırgamakta.

Sunday, December 19, 2010

büyümek, cevabı alınamayan sorular sorma özgürlüğü elde etmektir.

Tuesday, December 14, 2010

bugün, sana sarılmamak için ellerim cebimde gezdim hep.
vallahi ellerime kramp girdi.
yarın da kolları kasan bir ceket giymeyi planlıyorum,
kaldıramayayım kollarımı da
bir günü daha kotaralım diye.

Tuesday, December 07, 2010

ben severim hayatı, hayat beni sevmedikçe...

Friday, December 03, 2010

gibi adam

Sıfatları bile soyutlamış,
Ne dediği anlaşılmıyor.
Varmış, yokmuş ne yazar?
Boşu, dolusundan daha çok can yakıyor.
Bir adım atıyor sonsuzluğa,
Hiç yol almamış gibi yapıyor.
Sonra dönüp arkasına,
Uzaklaşmış gibi bakıyor.
Gibilemekten yorgun kalbi.
Gidiyor gibi gibi.
Aa yine mi sen geldin?