Sunday, February 06, 2011

Doğrular konusunda ciddi tereddütlerim var bu aralar. Doğru dediğin olguyu toplumu bastırmak isteyen bir takım otoriteler oluşturmakta, bizlerse ayak uydurmaktayız. Tabi özgür düşünceli kesimimiz kendine göre uyarlamakta bu doğruları, ama yine de yeterli değil gibime geliyor bazı bazı. Yani sınırlar içerisinde yine çağının modasına göre belirlediğin davranış biçimlerini izliyorsun, yanlış mıyım?
Kendine yalan söylemek mi, başkalarına yalan söylemek mi? Gerekliyse illa ki, başkalarına yalan söylemek galiba. Yoksa kendine söylediğin binbir türlü yalan varken zaten, bir de başkalarını bulaştırmamak mı lazım acaba?
Kavramlar konusunda büyük sıkıntıları var bu yetişkinlerin, benim dünyamda hiç hoş karşılanmayan, tedirginlik yaratan belirsizlikler.
Mülkiyetçilik bencillik midir? Yoksa insancıl bir duygu mu? Bir insanı sevmekle ona ait olmak arasındaki bu koca fark nereden gelmekte? O kadar soyut ki, düşünürken beynin uyuşabilir.
Kedim bile sokak kedileri paçama sürtündüğünde bunu kaldıramazken, bizler nasil kaldırabiliriz ki? Nasıl inandırıcı olabilir cümleler?